Kazakistan’ın başşehri. 1854’te Verni adıyla kurulan şehir 1917’ye kadar Semireç Rus askeri hükümetinin merkezi oldu. Şehir Trans-Alay Dağlarının kuzey eteklerinde, 700-900 metre yükseklikte, Bolşaya ve Malaya Almaatinka nehirlerinin ovaya kavuştuğu noktada yer alır. 1854’te askeri üs kurulduktan sonra büyük bir nüfus akınına uğradı. 1906’da nüfus 27.000’e ulaşmıştı. 1921’de şehre Kazakçadaki Almati’den alınan Alma-Ata ismi verildi. Bu isim çevrede bulunan çok sayıdaki elma ağacından gelmektedir. 1929’da Kazakistan başşehrinin Kızıl Ordadan Alma-Ata’ya taşınması ve 1930’da Türkistan-Sibirya Demiryolunun yapımının tamamlanması hızlı bir büyümeye yol açtı. 1926’da 46.000 olan nüfus, 1939’da 221.000’e yükseldi. 1990 ‘lardaki nüfusu 1 milyonun üzerine çıkmıştır.
Alma-Ata bugün mühim bir sanayi merkezidir. Sanayi üretiminin büyük kesimi tarım alanındadır. Hafif sanayi ürünlerinden deri ve dokuma sanayileri diğer mühim sanayilerdendir. Alma-Ata’nın gelişmesi daha çok kültür ve bilim kuruluşlarına bağlıdır. Kirov adıyla kurulan üniversite ile eğitim, ekonomi, politeknik, tarım ve tıp enstitüleri en önemli yüksek öğretim kuruluşlarıdır. Alma-Ata Puşkin Halk kitaplığı, Doğa Müzesi ve yedi tiyatrosuyla mühim bir kültürel merkezdir. Ayrıca, bir botanik bahçesi, birkaç stadyum ve sürekli bir Ekonomik Başarılar Sergisi vardır.
Alma-Ata düzenli planlaması, geniş ve ağaçlı sokakları, park ve bahçeleri ile eski Sovyetlerin dahi en güzel şehirlerinden biriydi.
Bir yanıt bırakın