Beylerbeyi Sarayı

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

İstanbul Boğazında, Beylerbeyi’nde yaptırılan muhteşem saray.

Sarayın bulunduğu yerde daha önceleri Birinci Ahmed Handan kalma bir ahşap saray vardı. Harab olan bu sarayın yerine, İkinci Mahmud Han yeni bir saray yaptırdı. Bu saray çıkan bir yangında tamamen yok olduğundan, yerine Sultan Abdülaziz tarafından yeni bir saray yaptırıldı. Baştanbaşa beyaz mermerden olan bu sarayı 1865 yılında Mimar Serkiz (Balyan) kalfa yaptı. Abdülaziz Han Beylerbeyi Camiinde Cuma namazını kıldıktan sonra merasimle buraya girmişti.

Sarayın boğaza bakan tarafı çok sade, iç kısımlar ise akıllara durgunluk verecek şekilde süslüdür. Saray, Rönesans ve Barok üslubuna göre mermer ve küfeki taşlarıyla yapılmıştır. Sarayın üç tarafında mermer merdivenli üç kapısı vardır. Sarayda 6 büyük salon ve 24 oda bulunmaktadır. Binanın içinde ve ortasında on altı mermer sütunlu büyük bir havuz yer alır. Bu havuzun karşısında zarif bir çifte merdivenle üst kata çıkılır. Boğaziçi tarafında da mermer merdivenli bir kapı vardır. Odaları, salonları, tavanları yaldızlı nakışlar ve yazılarla tezyin edilmiştir. Havuzların ve üst kattaki hamamın mermerleri dantela gibi örülü nefis eserlerdir. Bahçesi ise setler şeklinde olup, her setin boğaz görünüşü başka ve çok güzeldir. Burada muhtelif cins hayvanların bulunduğu bir hayvanat bahçesi yapılmıştır.

Abdülaziz Han, yazları ekseri burada otururdu. Yabancı devlet adamlarını kabul ettiği salondaki koltuklarının yanında sırtını okşadığı çok heybetli bir aslan da bulunurdu. Heybetli görünüşü ile Sultan Aziz ve hemen yanındaki aslanı görenler gayri ihtiyari titrerlerdi. Fransa İmparatoriçesi Öjeni, Avusturya İmparatoru Fransuva Josef ve İran Şahı Nasirüddin, İstanbul’a geldikleri zaman oturmaları için bu saray tahsis edilmiştir.

image_pdfimage_print

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*