İslâm âlimlerinin en büyüklerinden. İsmi, Mes’ûd bin Ömer’dir. 1322 (H. 722) senesinde Horasan’da Nesâ civârındaki Teftâzân kasabasında doğdu. 1390 (H. 792)de Semerkand’da vefât etti.
İlmini Kutbüddîn Râzî ve Adûdüddîn-i Îcî’den öğrendi. Tefsir, hadis, fıkıh ve akâid bilgilerinde zamânının en büyük âlimiydi. Yüzlerce talebe yetiştirmiştir.
Tîmûr Hanın hizmetinde bulunmuş ve bu Cihangir tarafından pekçok hürmet ve tâzime nâil olmuştu. Tîmûr Han ile birlikte seferlerde bulunmuş, nihâyet Tîmûr Han tarafından Semerkand’a gönderilmişti.
Teftâzânî’den evvel, Moğolların İslâm beldelerine saldırıp, istilâ ederek her tarafı yakıp yıkmaları, binlerce Müslümanı ve İslâm âlimini şehit etmeleri netîcesinde ilimde de bir duraklama olmuştu. Böylece İslâm medeniyetine bir ara verilmiş veİslâm memleketlerinde ilim ve âlim hemen hemen kalmamış gibiydi. Teftâzânî ilme dâir çalışmalarıyla, yetiştirdiği talebeleriyle ve yazdığı kıymetli eserlerle İslâm bilgilerinin unutulmasını, yok olmasını önlemiş ve böylece yeniden canlandırmıştır.
Tefsir, hadis, fıkıh, akâid ve diğer ilim dallarında çok kıymetli eserler yazmıştır. İlim ehli tarafından onun bu eserleri devâmlı okunmuş, incelenmiştir. Kitapları şerh, hâşiye (açıklama) denilen îzâhlarla dünyânın her tarafına yayılmıştır. Böylece ilimde yeniden âlimler yetişmiş ve kitaplar yazılmıştır. Bu sebeple Teftezânî ile İslâm âlimleri devri iki kısma ayrılıp, kendisinden evvel gelmiş olanlara, “Mütekaddimîn”, sonra gelenlere “Müteahhirîn” adı verilmiştir.
Bir ara Anadolu’yu ziyâret etmiş, Osmanlı âlimleriyle görüşmüş, aralarında ilmî çalışmalar ve incelemeler olmuş, o târihten îtibâren kitapları Osmanlı ilim müesseselerinde de okunmaya, Osmanlı âlimleri tarafından eserlerine şerh, hâşiye (açıklama ve îzâh)ler yapılmağa başlanmış, eserleri üzerinde çalışılmıştır.
Eserleri: Edebî ilimleri içine alan Telhîs kitabı üzerine yazdığı Mutavvel ve Muhtasar isimli şerhleri,
Akâid-i Nesefi Şerhi,
Sadrüş-Şerîa’nın Tenkîh kitabına şerhi olan Telvîh kitabı,
kelâm ilminde yazdığı Mekâsıd kitabı ve buna yaptığı şerhi çok kıymetlidir.
Tefsirde Keşfü’l Esrâr ve Keşşâf Hâşiyesi,
hadiste Hadîs-i Erbaîn Şerhi,
Nahivde İrşâd-ül-Hâdî,
ayrıca Tehzîb-ül-Mantık vel-Kelâm,
Serhü’ş-Şemsiyye,
Şerhü’l-İzzî,
Fetâvel-Hanefiyye,
Sekkânî’nin Miftâh Şerhi,
Şerhi Hudbet-il Hidâye’si ve daha birçok eserleri vardır.
Keşfü’l-Esrâr tefsiri Farsçadır.
Buyururdu ki; “Likülli şey’in mâniun ve lil ilmi mevâniu.” (Her şey için bir mâni, ilim için birçok mâni vardır.)
Bir yanıt bırakın