Peygamber efendimizin hanımlarından. Safiyye binti Huyey, İsrâiloğullarından olup, hazret-i Hârûn bin İmrân aleyhisselâm neslindendir.
Babası Huyey bin Ahtab, Hayber Yahûdîlerinin başı sayılırdı. Annesi Berre’nin babası Samuel, Arabistan’da şecâat ve cesâretiyle şöhretliydi. Hayber’de 611 senesinde doğduğu tahmin edilmektedir. Medîne’de 670 (H.50) senesinde altmış yaşında vefât etti.
Safiyye “radıyallahü anhâ”; neslinin üstünlüğü, güzelliği, iyi ahlâk ve nâmusluluğu ile herkesçe beğenilirdi. Hayber’de ilk önce, meşhur bir şâir ve kumandan olan Yahûdî Sellâm bin Mişkem el-Kuraşî ile nişanlandı. Bundan ayrılarak, Hayber’in en meşhur kalesi Şemmus Kalesinin kumandanı ve çok zengin bir kimse olan Kinâne bin Hakîk ile evlendi. Kinâne ile evliyken rüyâsında, ayın, odasına düştüğünü gördü. Rüyâsını kocasına anlatınca, Kinâne: “Sen ancak Hicaz’ın melîki Muhammed’i istiyorsun.” deyip, yüzüne bir tokat attı. Gözü morardı.
Müslümanlar Hayber’i 629 (H.7) senesinde fethetti. Safiyye’nin babası ve kocası öldürülüp, kendisi de esir edildi. Esirler bölüşülünce, Safiyye, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” hissesine düştü. Resûlullah efendimiz, Safiyye’yi âzâd etti. Îmân edince, Resûlullah’ın nikâhıyla şereflendi. Ümmülmü’minîn, yâni Müslümanların annesi oldu. Gözünün morarmasına Resûlullah efendimiz; “Nedir bu iz?” buyurunca, rüyâsını ve kocası Kinâne’nin vurduğu tokadı anlattı.
Hazret-i Safiyye akıllı, halîme, selîme ve ağır başlıydı. İslâmiyetle şereflenince samîmî bir Müslüman oldu. Vaktini, ibâdet ve zikirle geçirdi. Zînet eşyâsı fazla olduğundan, bunu Peygamber efendimiz hanımları arasında paylaştırdı. Çok yardımsever olup, dâimâ fedâkârlıklarda bulunurdu. Peygamberimize karşı çok büyük muhabbeti vardı. Peygamber efendimizin hastalığında bütün hanımları görmeye gelirlerdi. Hazret-i Safiyye de geldiğinde; “Yâ Nebiyyallah! Keşke sizin bütün ağrılarınızı, acılarınızı ben çekseydim” derdi.
Hazret-i Safiyye, başkalarının yardımına koşar, çok fedâkârlık yapardı. 655 (H.35) senesinde fitne çıkıp, Osman’ın “radıyallahü anh” evi sarılmıştı. Hazret-i Osman dışarı çıkamıyordu. Hazret-i Safiyye durumuna çok üzülüp, ziyâretine gitmek istedi. Hazret-i Osman’ın evine gelirken, bindiği katıra Eşter Nehâî saldırınca geri döndü ve hazret-i Hasan’ı gönderdi.
Hazret-i Safiyye, âdetâ ilim hazînesiydi. Kendisine gelip-giden pekçok kimse meselelerini ona danışırlardı. Hac mevsiminde taşralı kadınlar gelip, kendisine dînî meselelerini sorar, öğrenirlerdi. İmâm-ı Zeynel’âbidîn, İshak bin Abdullah, Müslim bin Safvan, Kinâne ve Yezîd bin Mûteb ve başkaları hazret-i Safiyye’den hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.
Bir yanıt bırakın