Silis

Alm. Kieselerde (f), Fr. Silice (f), İng. Silica. Silisyum dioksit (SiO2) olarak da bilinen ve tabiatta bol miktarda, serbest kuvars hâlinde veya silikatlarla birleşmiş olarak bulunan bir bileşik. Silis renksiz, tatsız ve fizyolojik olarak inert bir maddedir. Suda, birçok asit veya alkalide çözünmez. Ancak hidrojen florürde ve çok yavaş olarak sıcak fosforik asitte çözünür.

Silis kristalleri sert ve saydam olup yaklaşık 1600°C’de erir. Silis tabiatta çeşitli kristal yapıya sâhip olarak bulunur. Meselâ kuarts, hekzagonal; kristobalit, tetragonal ve tridimit, triklinik hâldedir. Silis bâzı metal oksitlerle birleşerek kıymetli taşları meydana getirir. Silis; cam, su camı, seramik, sır, ateşe dayanıklı malzemeler, pota, zımpara, beton, harç, silisyum karbür ve diğer silisyum bileşiklerinin yapımında kullanılır. Toz hâlindeki silis, eczâcılıkta, kozmatikte, kâğıt sanâyiinde reçineden plâsik yapımında, ısı izolasyonunda dolgu maddesi olarak kullanılır.

Silikoz: Ekseriyâ mâden ve taş ocaklarında çalışan işçilerle, çömlekçilerde görülen ve silis tozlarının teneffüs edilmesiyle ortaya çıkan bir akciğer hastalığıdır. Çalışılan yerdeki toz yoğunluğuna göre 3-5 yılda veya 20 yıl kadar bir zaman sonra belirtileri ortaya çıkar. Çapı yaklaşık 5 mikrondan az olan silis tânecikleri akciğerlerde bronşiyollere kadar varır. Burada hava keseciklerinde makrofazlar tarafından tutulur. Daha sonra makrofazların parçalanması ve enzimlerin açığa çıkmasıyla akciğer dokusunda yumrular oluşur. Böylece akciğerlerin esnekliği azalır ve teneffüs güçlüğü ortaya çıkar. Başlıca belirtiler öksürük, kanlı balgam ve teneffüs güçlüğüdür.

image_pdfimage_print

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*