Alm. Paramaecium (n), Fr. Paramécie (f), İng. Paramecium. Familyası: Paramesyumgiller (Paramaeciidae). Yaşadığı yerler: Tatlı ve acı sularda serbest hâlde yaşarlar. Özellikleri: Vücutları kirpiklerle bezenmiş bir hücreli mikroorganizmalar. Kirpikleriyle hareket ederler. Çeşitleri: Sekiz türü vardır. Kirpikliler (Ciliata) sınıfının tüm kirpikliler (Holotricha) takımından, çoğunlukla tatlı sularda yaşayan bir hücreli birkaç türe verilen genel ad. Sekiz türü bilinmektedir. Yedi tânesi durgun veya akarsularda, biri acı sularda yaşar. Büyüklükleri 0,07 mm ile 0,30 mm arasında değişir. Mikroskopta görünüşü bir terliğe benzer. “Paramesyum” olarak da bilinir. Paramesyumda vücut “pelikula” denen sert bir örtüyle kaplıdır. Pelikula kıla benzer “sil” denilen 2500 kadar titrek tüyle örtülüdür. Bu stoplazmik tüylerin hareketiyle hayvan su içinde ekseni etrafında dönerek ilerler.
İki çekirdeğe sâhiptir. Büyüğüne “makro nukleus” küçüğüne “mikro nukleus” adı verilir. Büyük çekirdeğini kaybeden terliksi ölür. Pelikulanın dibinde, yuvalarında kıvrılı duran “trikosist” denen savunma iplikleri vardır. Tehlike ânında gerilerek dışarı fırlarlar. Vücudun 2-3 misli kadar uzayabilirler. Bu yapılar, hayvanı bir yere bağlamakta, avını yakalamada ve korunmada kullanılır.
Yiyecekleri; bakteriler, diğer küçük organizmalar ve organik maddelerdir. Hareketsizken ağız çevresindeki kirpiklerin hareketiyle bir su akımı meydana gelir. Ağız içine giren besin, ağız yutağının sonunda bir besin kofuluyla çevrilerek ağızdan ayrılır ve vücutta dolaşır. Besin enzimleriyle koful içinde sindirilir. Artık katı maddeler hücre anüsünden, vücutta biriken fazla su “kontraktil koful” denen boşaltım organelleriyle dışarı atılır. İki adet olan boşaltım kofulları sırayla çalışır. Biri çalışırken diğeri dinlenir. Yarım saat içinde vücut hacmine eşit suyu boşaltabilirler.
CO2 ve NH3 gibi artık gazlar da osmozla dışarı atılır. Solunum için gerekli oksijen de yine deriden osmozla alınır. Çoğunlukla bölünmeyle ürerler. İyi beslenen bir paramesyum bir günde 4-5 defâ bölünür. Bâzan iki fert karşılıklı gelerek gen alış verişi yaparlar. Bu çeşit eşeyli üremeye “konjugasyon” adı verilir.
Isı, ışık ve kimyâsal etkilere karşı hassastırlar. Bâzı terliksilerde “nötromotor” denilen çok basit sinir telleri ağı vardır. Etkilere göre çeşitli durumlar alırlar. Uygunsuz şartlarda “kist” hâline dönüşerek uzun zaman dayanırlar. Yağmur suları ve rüzgârla değişik ortamlara taşınırlar. Su birikintilerinin çoğunda terliksi hayvanlara rastlamak mümkündür. Bol oldukları zaman suyun yüzeyinde beyaz toz hâlinde gözle de fark edilebilirler.
Bir yanıt bırakın