Demokrasinin Polonya’ya gelişini sağlayan işçi lideri ve Cumhurbaşkanı. 1943’te Popowo, Wroclaw yakınlarında doğdu. Bir marangozun oğludur. Kitleler karşısında olağanüstü etkileme gücü bulunan Walesa, bağımsız sendika hareketinin lideri olarak ülkesinde ve milletlerarası alanda ün kazandı ve 1983’te Nobel Barış Ödülünü aldı.
Yalnızca ilköğretim ve meslekî eğitim gördü. Önce makine, sonra Dobrzyn’de elektrik işçisi olarak çalıştı. 1967’de Gdansk’taki Lenin Tersânelerine elektrikle ilgili montajcı olarak girdi. 1970’te Gdansk’ta gösteri yapan işçilerin üzerine, polisin ateş açmasıyla başlayan kanlı hâdiselerden sonra, bağımsız sendika kurma mücâdelesine katıldı. Grev Komitesine üye oldu ve Aralık 1970’te tutuklandı. Tersânedeki resmî sendikanın temsilciliğini yaptığı 1976’da, yönetime, işçilerin bâzı isteklerini sundu. İstekleri yönetimce beğenilmediği, için işten atıldı.
Elektrik makinaları yapan bir fabrikada çalışmaya başladı. 1979’da bir gösteriye katıldığı için, bu işinden de çıkarıldı. 1980’de Lenin Tersânelerinde başlayan gösteriler sırasında, işçilere grev çağrısında bulundu ve bu hareketin lideri seçildi. Birkaç gün sonra istekleri kabul edildiyse de, diğer işyerlerinde çalışan işçileri de greve katmak ve dayanışma sağlamak amacıyla grevi sürdürme kararı aldı. Fabrikalararası Grev Komitesinin meydana gelmesinde öncülük etti. Genel grev sırasında Başbakan Birinci Yardımcısı Jagielski’yle resmi görüşmeleri yürüttü. Karşılıklı görüşmeler, 31Ağustos 1980’de, işçilere bağımsız ve hür sendika kurma, siyâsî ve dînî hürriyetlerin genişletilmesi ve ücretlerin artırılmasıyla sonuçlandı. Fabrikalararası Grev Komitesi, daha sonra Dayanışma adıyla bağımsız bir sendika olarak faâliyetlerine devâm etti.
Sendikanın başkanı olarak, devlet yöneticilerine bir takım reformlarını kabul ettirmeye çalışan Walesa, Ekim 1981’de hükûmetle, Sovyet tipi merkezî ekonomik sistem yerine, işçinin yönetime katılmasını sağlayan bir anlaşma yaptı. Fakat bu durum uzun sürmedi. Hükûmet 13 Aralık 1981’de sıkıyönetim îlân ederek Dayanışmayı yasaklayınca, Walesa ve sendikanın diğer ileri gelenleri tutuklanarak, Varşova yakınlarında gözetim altına alındı. Walesa ve arkadaşlarının, gizliden yaptırdıkları bâzı direniş hareketleri pek etkili olmadı. Dayanışmanın çeşitli seçimlerde yaptıkları boykot çağrıları da pek destek görmedi. Walesa, 14 Kasım 1982’de serbest bırakılmasına rağmen 27 Nisan 1983’te işinin başına dönebildi.
Koyu bir Katolik olan Walesa, 1983 Haziranında Papa İkinci Jean Paul’ün ülkeyi ziyâreti sırasında onunla görüştü. Pâris Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi tarafından, Walesa’ya fahri doktorluk pâyesi verildi.
1985’te hükûmetin, Dayanışma Sendikasına karşı olan sert tutumu yumuşamaya başladı. 1987’de halk oylamasıyla kabul edilen siyâsî ve ekonomik reformların güçlükle yürütülmesi; Nisan 1988’de yeni bir işçi grev dalgasının yükselmesine yol açtı. Hükûmet, çok geçmeden Walesa ve Dayanışmanın ileri gelenleriyle görüşmek zorunda kaldı. Kânûnen serbest hâle gelen Dayanışmanın, diğer muhâlefetin de desteğini almasıyla siyâsî bir lider durumuna getirilen Walesa, Demokrasi kapısının açılmasında önemli bir rol oynadı. Haziran 1989’da yapılan demokratik seçimlerde milletvekili seçildi. Böylece Dayanışma, iktidâra ortak oldu. Hükümetin icrâatlarını tenkit eden Walesa, Kasım 1990’da yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde Mazowiecki’ye karşı adaylığını koydu ve devlet başkanı oldu.
Bir yanıt bırakın