Basra’da yetişen büyük hadis ve fıkıh alimi. Tebe-üt-Tabiinin büyüklerindendir. İsmi, Abdurrahman bin Mehdi bin Hassan el-Basri el-Anberi’dir. Künyesi Ebu Said’dir. İnci ticaretiyle meşgul olduğu için El-Lü’lüi nisbesiyle bilinir. 752 (H.135) senesinde Basra’da doğdu. 813 (H.198) senesinde Basra’da vefat etti.
Küçük yaşta ilim tahsiline başlayan Abdurrahman bin Mehdi, Kur’an-ı kerimi ezberledi. Kıraat yani Kur’an-ı kerimi okuma ilmini öğrendikten sonra devrin tanınmış alimlerinin ilim meclislerine devam etti. On beş yaşından itibaren hadis öğrenmeye başladı. Şu’be, Malik bin Enes, Süfyan bin Uyeyne, Süfyan es-Sevri, Eymen bin Nabil, Cezir bin Hazım, İkrime bin Ammar, Mehdi bin Meymun gibi zatlardan hadis-i şerif dinledi ve rivayet etti. Hadis ilminde hafız derecesine ulaşıp yüz bin hadis-i şerifi senetleriyle birlikte ezberledi. Bu alimlerden fıkıh ilmi de öğrenip kendini yetiştirdi. Fıkıh ilminde imam sayılabilecek dereceye yükseldi. Onun zamanında Basra’da kadılık ünvanına ondan daha layık birinin bulunamaması, onun fıkıh ilmindeki derecesini göstermektedir.
Hadis ve fıkıh ilminde yüksek derece sahibi olan Abdurrahman bin Mehdi, ilim öğretip pekçok alim yetiştirdi. Ahmed bin Hanbel, Yahya bin Main, İshak bin Raheveyh ve Abdullah bin Mübarek gibi zatlar ondan ilim öğrendiler ve hadis-i şerif rivayet ettiler. 796 senesinden itibaren Bağdat’a yerleşti. Orada ilim öğretmekle ve hadis-i şerif rivayetiyle meşgul oldu. Basra muhaddislerinin ilmini, rivayet yollarını, şeyhlerin ve ravilerin hallerini iyi bilen hadis hafızı olarak tanındı. Bundan dolayı onun şöhreti her tarafa yayıldı. Onun Bağdat’taki ilim meclisleri büyük rağbet gördü. İmam-ı Malik’in fıkıh metodunun Basra ve yöresine yayılmasında önemli rol oynadı. Mu’tezile ve Cehmiyye fırkalarının Allah’ın sıfatları konusundaki bozuk fikirlerine şiddetle karşı çıktı. Müslümanlar arasında ihtilaf, fitne ve karışıklığa sebep olan bozuk fikir cereyanlarına karşı Ehl-i sünnet vel-cemaat itikadını savundu. Bu sapık fikirleri yaymaya çalışanlarla mücadele etti.
Yüksek ilim ve güzel ahlak sahibi olan Abdurrahman bin Mehdi, kuvvetli bir hafızaya sahip, titiz ve sika (güvenilir) bir hadis alimiydi. Zamanındaki bütün hadis alimleri onun üstünlüğünü kabul etmişlerdi. Ahmed bin Hanbel hazretleri onun için; “Sanki hadis için yaratılmıştır.” derdi. Hadis-i şerifleri yazmaktan çok ezberlemeye önem verir, hadisleri manalarıyla değil lafızlarıyla rivayet ederdi. 20.000 hadis-i şerifi ezbere yazdırması onun hafızasının kuvvetliliğini ve hadis ilmindeki derecesini gösterir.
Abdurrahman bin Mehdi hazretleri ilmiyle amel eden, İslam dininin emirlerini nefsinde yaşıyan bir zat idi. Kahkaha ile gülmez, sadece tebessüm ederdi. Her gece Kur’an-ı kerimin yarısını okur, iki günde bir hatim ederdi. Onun sohbetine ve ilim meclisine gelenler huzurunda oturdukları zaman başlarında sanki kuş varmış gibi gayet edepli ve dikkatli otururlardı. Onun bulunduğu mecliste, ilim, edep ve ciddiyet hakimdi. Gece sabaha kadar ibadetle meşgul olurdu.
Abdurrahman bin Mehdi’nin rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
İlim hususunda birbirinize faydalı olunuz. Birbirinizden gizlemeyiniz.
İlimdeki hıyanet maldaki hıyanetten daha kötüdür.
Bütün çocuklar müslümanlığa elverişli olarak dünyaya gelir. Bunları, sonra anaları, babaları Hıristiyan, Yahudi ve dinsiz yapar.
Kıyamet gününde sizin ve babalarınızın isimleriyle çağrılırsınız. Onun için güzel isimler koyunuz.
Abdurrahman bin Mehdi hazretleri buyurdu ki: “İnsanın ilme olan ihtiyacı, yemeye içmeye olan ihtiyacından daha fazladır.”
“Mü’minde küfürden sonra yalandan daha kötü bir haslet yoktur. Çünkü yalan, en şiddetli bir nifak (münafıklık) alametidir.”
“Ehl-i sünnet vel-cemaat itikadına sarıl, Ehl-i bid’at ile oturup kalkma. Onların yanına gitmek onlara kıymet vermek olur.”
Bir yanıt bırakın