Varlığı muhakkak lazım olan, ibadet edilecek hakiki mabud olan ve bütün varlıkları yaratan. Esma-i hüsnadan yani Allahü tealanın doksan dokuz isminden ilki. Her varlığın yaratanı, sahibi, hakimi Allahü tealadır. O’nun hakimi, amiri, üstünü yoktur. Her üstünlük, her kemal sıfat O’nundur.
Allahü teala zatı ile vardır. Varlığı kendi kendiyledir. Şimdi var olduğu gibi, hep vardır ve hep var olacaktır. Varlığının önünde ve sonunda da yokluk olamaz. Çünkü O’nun varlığı lazımdır. Yani Vacibül-vücud’dur. Allahü teala birdir. Yani şeriki, benzeri yoktur.
Dünya aleminde ve ahiret aleminde bulunan her şeyi yokken O yaratmıştır. Her maddeyi, atomları, molekülleri, elementleri, bileşikleri, organik cisimleri, hücreleri, hayatı, ölümü, her reaksiyonu, her kuvveti, hareketleri, kanunları, ruhları, melekleri, canlı cansız her varı yoktan var eden ve hepsini her an varlıkta bulunduran O’dur. Alemlerde olan her şeyi hiçbiri yok iken yarattığı gibi, kıyamet zamanı gelince yine bir anda her şeyi yok edecektir.
O’nda hiç bir kusur, hiç bir noksan sıfat yoktur. Dilediğini yapabilir. Bir karşılık için yapmaz. Bununla beraber her işinde hikmetler, faydalar, lütuflar, ihsanlar vardır. Kullarına iyi olanı, faydalı olanı vermeye, kimisine sevab, kimisine azab yapmaya mecbur değildir. O, sözünden dönmez. Bütün canlılar iman etse, O’na hiç bir faydası dokunmaz. Bütün alem, inançsız olsa, azgın ve taşkın olsa, karşı gelse, O’na hiçbir zarar vermez. Kul bir şey yapmak dileyince, O da isterse o şeyi yaratır. Kullarının her hareketini, her şeyi yaratan O’dur. O dilemezse, yaratmazsa hiç bir şey hareket edemez.
Allahü teala üzerinden, gece, gündüz ve zaman geçmesi düşünülemez. O’nda hiçbir değişiklik olmayacağı için geçmişte gelecekte şöyledir, böyledir denilemez. Allahü teala hiç bir şeyle birleşmez. Allahü tealanın zıddı, tersi, benzeri, ortağı, yardımcısı, koruyucusu yoktur. Anası, babası, oğlu, kızı, eşi yoktur. Allahü tealaya “baba”, “Allah baba” diyenin imanı gider, Müslümanlıktan çıkar. Herkese şah damarlarından daha yakındır. Bu yakınlığı, insan aklı anlayamaz. Allahü teala zatında ve sıfatlarında birdir. Hiçbirinde değişiklik başkalaşmak olmaz.
Allahü tealayı, İslamiyetin bildirdiği isimler ile anmak, söylemek lazımdır. Allah adı yerine tanrı kelimesi kullanılamaz. Çünkü tanrı “ilah, ma’bud” demektir. Başka dillerdeki Dieu, Gott ve God kelimeleri de, “ilah, ma’bud” manasına kullanılabilir. Allah adı yerine kullanılamaz.
Allahü tealanın isimleri sonsuzdur. Binbir ismi var diye meşhurdur. Yani binbir tanesini insanlara bildirmiştir. Muhammed aleyhisselamın dininde, bunlardan doksan dokuzu bildirilmiştir. Bunlara Esma-i hüsna denir. (Bkz. Esma-i Hüsna).
Müslümanlar, Cennet’te Allahü tealayı zamansız ve mekansız ve cihetsiz olarak göreceklerdir.
Allahü tealanın yüce zatının hakikatini kimse bilemez. O, akla hayale gelenlerin hepsinden uzaktır. Hiç biri O değildir. Ancak Kur’an-ı kerimde, bizzat kendisinin açıkladığı sıfatlarını isimlerini ezberleyip, uluhiyetini, büyüklüğünü bunlarla tasdik ve ikrar etmelidir. Akıllı ve büluğ (ergenlik) çağına gelmiş kadın ve erkek her Müslümanın Allahü tealanın sıfatlarını, doğru bilmesi ve inanması lazımdır. Bilmemek büyük günahtır.
Allahü tealanın sıfatları on dörttür. Altısına “Sıfat-ı Zatiyye” sekizine de “Sıfat-ı Subutiyye” denir.
Zati sıfatlar: Bu altı sıfatın hiç biri, varlıkların hiç birinde yoktur. Yalnız Allahü tealäya mahsusturlar. Bunların sonradan yaratılan varlıklara hiçbir surette bağlılıkları da yoktur.
Zati sıfatlar şunlardır:
Vücud: Allahü teala vardır. Varlığı ezelidir. Vacib-ül-vücuddur, yani varlığı muhakkak lazımdır.
Kıdem: Allahü tealanın evveli yoktur.
Beka: Allahü tealanın sonu yoktur. Hiç yok olmaz. Ortağı olmasının imkanı olmadığı gibi, zat ve sıfatlarının yokluğu da imkansızdır.
Vahdaniyet: Allahü tealanın zatında, sıfatlarında ve işlerinde ortağı yoktur.
Muhalefetün-lil-Havadis: Allahü teala zatında, sıfatlarında ve işlerinde hiç bir mahlukatın (yarattıklarının) hiç birine benzemez.
Kıyam bi-Nefsihi: Allahü teala zatı ile kaimdir. Durmak için bir yere muhtaç değildir. Zira her ihtiyaçtan münezzehtir, uzaktır. Bu kainatı yoktan var etmeden önce, zatı nasıl ise, sonsuz olarak hep böyledir.
Subuti sıfatları: Bu sekiz sıfat, Allahü tealanın varlığını göstermekte, zatında, sıfatlarında ve işlerinde kemal, üstünlük bulunduğunu ve hiçbir kusur, karışıklık ve değişiklik olmadığını bildirmektedir.
Subuti sıfatlar şunlardır:
Hayat: Allahü teala diridir. Hayatı, mahlukların hayatına benzemeyip, zatına mahsus olan hayat, ezeli ve ebedidir (başlangıcı ve sonu yoktur).
İlim: Allahü teala her şeyi bilir. Bilmesi mahlukatın bilmesi gibi değildir. Bilmesinde değişiklik olmaz. Ezeli ve ebedidir.
Sem’: Allahü teala işiticidir. Vasıtasız, ortamsız işitir. Kulların işitmesine benzemez. Bu sıfatı ve her sıfatı ezeli ve ebedidir.
Basar: Allahü teala görür. Bu görme aletsiz ve şartsızdır.
İrade: Allahü tealanın dilemesidir. Her şey, O’nun dilemesi ile olur. İradesine engel olacak hiçbir kuvvet yoktur.
Kudret: Allahü tealanın gücü yeticidir. Hiçbir şey O’na güç gelmez.
Kelam: Allahü teala söyleyicidir. Söylemesi alet, harfler, sesler ve dil ile değildir.
Tekvin: Allahü teala yaratıcıdır. O’ndan başka yaratıcı yoktur. Herşeyi O yaratır.
Bir yanıt bırakın