Alm. Wille (m), Fr. Volonté (f), İng. Will.
İstemek, dilemek bir şeyi yapmaya karar verip azimli olmak. Lügatte; “dilemek, bir şey üzerinde karar kılarak, onu yapmaya azmetmek” mânâsınadır. İrâde, Allahü teâlânın sıfatlarından biridir. İnsan da irâde sâhibidir. Allahü teâlânın irâdesine, “irâde-i külliyye” insanların irâdesine “irâde-i cüz’iyye” denir.
Allahü teâlâ her dilediğini yapandır. Tam ve mükemmel irâde sâhibidir. Bu kâinâtı ezelî irâdesine uygun olarak yaratmıştır. Kur’ân-ı kerîmde Burûc sûresi 16. âyetinde meâlen; “O (Allah) dilediği şeyi yapandır.” buyruldu. Kâinâtta olmuş ve olacak ne varsa hepsi Allah’ın dilemesi, irâde etmesi ile olmuş ve olacaktır. O’nun dilediği mutlaka olur. Dilemediği ise hiç olmaz. Nitekim, Âl-i İmrân sûresi 47. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Allah dilediğini yaratır. Bir işin olmasına hükmederse (dilerse) ona«Ol!» der, o da oluverir.” buyruldu. Bir hadîs-i şerîfte de; “Allah’ın dilediği oldu, dilemediği olmadı.” buyrulmaktadır. İnsanların beğendiği işleri, isteyerek yaptıkları şeyler, insanın kesbi ile (kazanması ile), Allahü teâlânın yaratmasından meydana gelmektedir. Allahü teâlâ, kullarına merhâmet ederek, işlerinin yaratılmasını, kendi arzularına tâbi kılmıştır. Kul isteyince, kulun işini dilerse yaratmaktadır. Bu yüzden kul, mesul olur. İşin sevâbı ve cezâsı kula âittir. Allahü teâlânın kullarına verdiği kasdetmek ve ihtiyar etmek, bir işi yapıp yapmamakta denktir. Allahü teâlâ kullarına, emirlerini ve yasaklarını yerine getirecek kadar kudret (enerji) ve seçmek vermiştir. Allahü teâlâ insanlara yapamayacakları bir şeyi emretmemiştir. Hep kolayı emretmiştir. Kur’ân-ı kerîmde meâlen; “Allahü teâlâ sizin için kolaylıkları ister, zorlukları istemez.” (Bakara sûresi: 185) buyruldu. Allahü teâlâ kul irâde etmeden yaratırsa da ihtiyârî olan işleri yaratmaya, kulların irâdelerini sebeb kılmıştır. Kul, bir iş yapmayı irâde edince, Allahü teâlâ da, irâde ederse, o işi yaratır. Kul irâde etmezse, ihtiyârî olan, o işi yaratmaz. Şu hâlde, kul irâde-i cüz’iyyesini ibâdete sarf ederse, Allahü teâlâ ibâdeti yaratır. Eğer günâhlara sarf ederse, günâhları yaratır. O zaman kul, dünyâda sıkıntı çeker, âhirette azâb görür.
Allahü teâlâ kullarına; kuvvet, kudret ve irâde vermiştir. İstediklerini işlerler. İnsanlar işlerini kendileri yapıyor. Allahü teâlâ da yaratıyor. Bundan dolayı da yaptıklarından sorumlu olup, iyi şeyleri için mükâfât, kötü şeyler için de cezâyı hak ediyorlar.
Bir yanıt bırakın