Rızık

Allahü teâlâ tarafından canlılara, beslenmeleri, barınmaları ve yaşayabilmeleri için gönderilen, verilen her şey. Buna göre yenilecek, içilecek şeyler, giyilecekler, ev, ev eşyâsı hep rızıktır.

Bütün canlıların rızkını Allahü teâlâ gönderir, verir. Kur’ân-ı kerîmde meâlen; “Yeryüzündeki her canlının rızkını Allahü teâlâ elbette gönderir.” (Hûd sûresi: 6) buyrulmaktadır. Allahü teâlâ rızkı dilediğine çok, dilediğine az verir. Râzı olduğu, beğendiği kullarının rızıklarını ummadıkları yerden gönderir. Veheb ibni Verd; “Rızık için üzülürsem, kendimi Müslüman bilmem.” buyurmaktadır. Rızık, maaşa, mala, çalışmaya bağlı değildir. İnsanın rızkı ezelde takdir ve tâyin edilmiştir. Malı mülkü çok da olsa kimse takdir edilenden fazlasını yiyemez. Nice zenginler vardır ki, rahatsızlıkları sebebiyle yalnız belli şeyleri yiyip kullanabilmektedirler. Şeker hastasının şeker ve benzer şeyleri yiyememesi böyledir. Bunun için rızık değişmez, azalmaz, çoğalmaz ve zamânından geri kalmaz. İnsan rızkını aradığı gibi, rızık da sâhibini arar. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Bütün bunlara rağmen Allahü teâlâ emrettiği için çalışmak lâzımdır. Çünkü Allahü teâlânın işleri, sebepler altında tecellî eder, meydana gelir. Allahü teâlânın âdet-i ilâhiyesi, ilâhî kânunu böyledir. Fakat sebeplere yapışıldığında, rızık elde edilmeyebilir. Allahü teâlâ rızkı sebepler olmadan da gönderebilir.

Ehl-i sünnete göre haram da rızıktır. Fakat Allahü teâlânın harama rızâsı olmadığından haram yiyen mesûl olur. Bir kimse Allahü teâlâ emrettiği için çalışır, rızkını helâl yoldan ararsa, ezelde taktir edilen belli rızkına kavuşur. Bu rızık ona bereketli olur. Bu çalışmaları için sevap kazanır. Rızkı verenin Allahü teâlâ olduğunu düşünerek O’na şükretmek her Müslümanın vazîfesidir. Kur’ân-ı kerîmde meâlen; “Allahü teâlânın size verdiği helal, temiz rızıklardan yiyin. Allahü teâlânın nîmetlerine şükredin.” (Nahl sûresi: 114) ve; “Bana tâatle (beğendiğim işleri yapmakla) şükredin, günâh işleyerek bana nankörlük etmeyin.” (Bakara sûresi: 152)

Eğer rızkını haramdan, Allahü teâlânın yasak ettiği yerlerden ararsa, yine ezelde ayrılmış olan belli rızkına kavuşur, fakat bu rızık ona hayırsız, bereketsiz olur. Haramdan olan rızkına kavuşmak için kazandığı günahlar hem dünyâda hem de âhirette onun felâketine sebep olur.

image_pdfimage_print

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*