On birinci yüzyılda Horasan’da yetişen İslâm âlimlerinin ve evliyânın büyüklerinden. Kendilerine Silsile-i Aliyye adı verilen büyük âlimlerden yedincisidir. İsmi, Fadl bin Muhammed’dir. Künyesi, Ebû Ali’dir. Ebû Ali Fârmedî diye meşhur olmuştur. 1042 (H. 434) senesinde doğdu. 1085 (H. 477) senesinde vefât etti.
Zamânındaki âlimler arasında bir tâne olan Ebû Ali Fârmedî, zâhirî din ilimlerini, Ebü’l-Kâsım Kuşeyrî’den öğrendi. Ayrıca, Ebû Abdullah Muhammed bin Muhammed Şîrâzî, Ebû Mensûr Temîmî, Ebû Abdurrahmân Neylî, Ebû Osman Sabûnî ve daha başka âlimlerden de ilim tahsil etti. Sözü ve nasîhatları pek tesirliydi.
Tasavvuf ilminde yüksek derecelere kavuşması iki vâsıtayla olmuştur. Birisi Ebü’l-Kâsım Gürgânî-i Tûsî, diğeri de Ebü’l-Hasan-ı Harkânî’dir. Ebû Sa’îd-i Ebü’l-Hayr’dan da istifâde ederek feyz aldı. Hocası Ebü’l-Kâsım-ı Gürgânî, Ebû Osman-ı Mağrîbî’nin, bu da Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin talebesi olup, her birisi, insanlara doğru yolu göstermek için yetişmiş yetkili kimselerdir.
Ebû Ali Fârmedî, zamânının bir tânesi, evliyânın önderi ve hidâyet güneşiydi. Nizâmülmülk’ün makâmına gelince, büyük vezir derin bir hürmetle ayağa kalkar, onu kendi makâmına oturturdu. Hâlbuki, İmâm-ül-Haremeyn ve Ebü’l-Kâsım Kuşeyrî geldiği zaman, sâdece ayağa kalkar, yerini terk etmezdi. “Neden böyle yapıyorsun?” diye sorduklarında; “Ebû Ali Fârmedî hazretleri benim yüzüme karşı kusurlarımı söylüyor, yaptığım yanlış işleri açıklayıp beni îkâz ediyor. Diğer âlimler ise, beni bana övüyorlar. Bu yüzden nefsim gururlanıyor. Ebû Ali Fârmedî hazretlerinin yermesi, benim için daha hayırlı olduğundan, ona daha çok hürmet ediyorum.” derdi.
Ebû Ali Fârmedî ilim ve fazîlette yüksek derecelere ulaşıp, pekçok talebe yetiştirdi. Yûsuf-i Hemedânî ve İmâm-ı Gazâlî gibi büyük âlimler onun ilim meclisinde ve sohbetinde yetiştiler. Her ikisi de Ebû Ali Fârmedî hazretlerinden istifâde ederek kemâle gelip yüksek derecelere kavuştu. Ömrünü ilim öğrenmek, öğretmek ve insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatmakla geçiren Ebû Ali Fârmedî, 1085 (H. 477) senesinde vefât etti. Kabri Tûs, yâni Meşhed şehrindedir.
Ebû Ali Fârmedî buyurdu ki: “Talebenin hocasına karşı dili ile saygılı olması gerektiği gibi söylediğini de kalbinden reddetmemelidir.” Bununla ilgili şu rüyâsını anlatır: Hocam Ebü’l-Kâsım Gürgânî’ye bir rüyâmı anlattım ve ona; “Senin bana rüyâmda şöyle şöyle dediğini gördüm ve niçin böyle yaptığını sordum.” dedim. Hocam, bunun üzerine bir ay benimle konuşmadı ve; “Eğer içinde söylediklerimi reddetmek duygusu ve cevap arzusu olmasa, rüyânda bana bunu bu şekilde sormazdın.” dedi.
Bir yanıt bırakın