Yeseviyye

Ahmed Yesevî’nin ve talebelerinin tasavvufta tâkip ettikleri yol, tarîkat. Ahmed Yesevî hazretlerinin Yesî beldesinden olmasına nispetle onun yoluna Yeseviyye adı verilmiştir.

Yeseviyye yolunun kurucusu olan Ahmed Yesevî hazretleri Pir-i Türkistan, Hazret-i Türkistan, Hazret-i Sultân, Hâce Ahmed ve Kul Hâce Ahmed gibi lakablarla meşhur olmuştur. Doğum târihi bilinmemektedir. Yesî’de doğmuş, 1194 (H.590) senesinde Yesî’de vefât etmiştir. Kabri oradadır. Tîmûr Han onun için muhteşem bir türbe yaptırmıştır.

Ahmed Yesevî hazretleri ilk zamanlar Arslan Baba’nın derslerinde ve hizmetinde bulunarak tasavvuf yolunda ilerledi. Arslan Baba’nın vefâtından sonra Buhârâ’ya giderek Ehl-i sünnet âlimlerinin ve evliyânın büyüklerinden Yûsuf-i Hemedânî’ye talebe oldu. Ondan icâzet ve hilâfet aldı. Onun vefâtından sonra bir müddet Buhârâ’da kalıp talebe yetiştirdi. Daha sonra Yesî’ye döndü ve talebe yetiştirmeye devam etti. Büyüklüğü ve şöhreti kısa zamanda Türkistan, Mâverâünnehr, Horasan ve Harezm’e yayıldı. Tasavvuftaki yoluna Yeseviyye adı verildi. Yeseviyye yolu önce Seyhûn çevresinde, Taşkent ve civârında tutundu. Daha sonra Harezm dolaylarında yayıldı ve Mâverâünnehr’de kuvvetlendi. Ahmed Yesevî hazretlerinin sohbetlerinde yetişen herbiri birer evliyâ olan Yesevî dervişleri bu yolu Horasan, Âzerbaycan, Hicaz ve Anadolu taraflarına yaydılar.

Bunlar gittikleri yerlerde güzel ahlâk ve hoş sohbetleriyle insanların dünyâda ve âhirette saâdetlerine, kurtuluşlarına vesile oldular.

Yeseviyye yolunun tarikat silsilesi hazret-i Ebû Bekr vâsıtasıyla Sevgili Peygamberimize ulaşmaktadır. Bu silsile şöyledir: Hazret-i Muhammed sallallahü aleyhi ve sellem, Ebû Bekir radıyallahü anh, Selmân-ı Fârisî radıyallahü anh, Kâsım bin Muhammed, Câfer-i Sâdık, Bâyezid-i Bistâmî, Ebü’l-Hasan Harkânî, Ebû Ali Fârmedî, Yûsuf-i Hemedânî, Ahmed Yesevî (rahmetullahi aleyhim).

Yeseviyye yolu Ahmed Yesevî hazretlerinden sonra da devam etti. Yeseviyye yolundan, başka tarîkatler ortaya çıktı. Hacı Bektaş-ı Velî’nin yolu olan hakîkî Bektâşîlik Yeseviyye’nin kollarındandır.

Yeseviyye yolunda bulunan kimselerin dikkat etmesi gereken edebler şunlardır: 1) Kendisinden dînini öğrendiği hocasının, talebelerin hepsinden faziletli olduğunu bilmek ve ona tam tâbi ve teslim olmak. 2) Talebe gâyet uyanık, zekî ve dikkatli olup hocasının sözlerinden, rumûzlarından ve işâretlerinden hemen anlamalıdır. 3) Hocasının bütün sözlerinden ve işlerinden râzı ve ona itaatkâr olmalıdır. 4) Hocasının husûsî hizmetinde veya bildirdiği, emrettiği, bir hizmeti yaparken gâyet atik, dikkatli, ağır başlı olmalı, fakat ağır canlı olmamalıdır. İsteksizlik, gevşeklik hâli hocasının rızâsızlığına sebep olabilir. Onun rızâsızlığı ise silsile yoluyla Peygamber efendimize, dolayısıyle Allahü teâlâya gider. 5) Sözünde sağlam, güvenilir ve vâdinde sâdık olmalıdır. Hocasının büyüklüğü husûsunda hiçbir zaman şek ve şüpheye düşmemeli ki, Allah korusun bu hal hüsrâna sebep olur. 6) Ahde vefâ ve hocasına olan bağlılık ve teslimiyetinde çok titizlik göstermelidir. 7) Hocasının ufak bir işâretiyle bütün mal ve mülkünü onun emrettiği yere fedâ etmeye hazır olmalı, bunda en ufak bir tereddüt hâli bulunmamalıdır. 8) Hocasına âit husûsî hal ve sırları tutmasını bilmeli, bunları uygun olmayan şekilde ifşâ etmekten, açıklamaktan çok sakınmalıdır. 9) Hocasının bütün hareketlerini sözlerini ve nasihatlerini dikkatle tâkip etmeli, uymakta gevşeklik yapmamalıdır. 10) Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak yolunda, kendisini vesîle, vâsıta olan hocası için her fedâkârlığa hâzır olmalıdır. Onu sevenlere dost olmalı, sevmeyenlere, sevmediklerine ve istemediği şeylere meyl ve muhabbet etmeyi öldürücü zehir bilmelidir.

Yeseviyye yolunda umûmî olarak uyulması gereken hususlar ise şunlardır: Bu yolda şeyh olan kimse, din ve tasavvuf ilimlerini iyi bilmeli, yumuşak huylu ve sabırlı olmalı, ihlâslı olmalı, Allahü teâlânın rızâsını kazanma ve O’na yaklaşma gayreti içinde olmalıdır. Bu yolda bulunan kimseler cömert ve tam doğru olmalı, tam bir tevekkül ve derinliğine tefekkür içinde olmalıdır. Gece gündüz Allahü teâlâya ve rızâsına kavuşma şevki içinde olmalıdır. Allahü teâlâdan çok korkmalı, fakat ümidini kesmemelidir. Devamlı zikir etmelidir.

Devamlı abdestli bulunmalı, seherlerde uyanık olmalı ve namazları cemâatle kılmaya dikkat etmelidir. İbâdet ederken Hakk’ın huzûrunda olduğunu düşünmeli, devamlı olarak Allahü teâlâyı zikr etmeli ve sâlih kimselerle berâber bulunmalıdır.

Yeseviyye yolunda bulunan kimse şu hususlara da dikkat etmelidir: Arzû ve istekle misâfir beklemeli, misâfir ne kadar çok olursa ganîmet bilmeli, misâfirin fazla kalmasını temin etmeli, her arzusunu yerine getirmelidir. Bağlı bulunduğu hocasına ve Ahmed Yesevî hazretlerine duâ etmelidir. Bu yolda bulunan kimse, tevâzû sâhibi olup kendini herkesten aşağı görmeli âlimlerin ve velîlerin huzûrunda iki dizi üstüne çöküp tevâzû ve edeple oturmalı, onların meclisinde izinsiz konuşmamalıdır.

Yeseviyye yolunda esas olan zikri hafî (gizli zikir)dir ve zikr-i erre adıyla meşhurdur. Zikr edenin hançeresinden bıçkı sesine benzer bir ses çıktığı için bu isim verilmiştir.

Tarîkatler başlıca iki kısımdır. Zikr-i hafî yâni sessiz zikir yapan ve zikr-i cehrî yâni yüksek sesle zikir yapan tarîkatler. Birincisi hazret-i Ebû Bekr’den gelmiş olup mürşidlerinin (kurucu hocalarının) adına göre Tayfûriyye, Yeseviyye, Medâriyye, hakîkî olan Bektâşiyye, Ahrâriyye, Ahmediyye-i müceddidiyye ve Hâlidiyye gibi isimler almışlardır. İkincisi ise hazret-i Ali’den oniki imâm vâsıtasıyla gelmiştir. Bunlardan sekizincisi olan İmâm-ı Ali Rızâ’dan Mârûf-ı Kerhî almış ve Cüneyd-i Bağdâdî’nin çeşitli halîfelerinin silsilelerinde bulunan meşhur velîlerin ismi verilerek kollara ayrılmıştır. Ebû Bekr-i Şiblî yolundan Kâdiriyye, Şâziliyye, Sa’diyye, Rıfâiyye, Ebû Ali Rodbârî yolundan Kübreviyye, Edhemiyye, Çeştiyye ve Bedeviyye yolları meydana gelmiştir.

image_pdfimage_print

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*