Coğrafi bölgelerimizin en büyüğü. 163.000 km2lik yüzölçümü ile Türkiye’nin % 21’ini kaplar. Yüzölçümü Yunanistan ve Bulgaristan’ın her birinden daha fazla, Sûriye’nin alanına yakındır. Türkiye’nin en seyrek nüfuslanmış bölgesidir. Nüfûsumuzun ancak % 12’si burada yaşar.
Kuzeyde ve güneyde dağlarla çevrelenmiştir. Kuzeyde, Kuzey Anadolu Dağlarının iç sıralarından güney yamaçlarına kadar uzanır. Güneyde ise Güneydoğu Toros Dağlarının dış eteklerinde sona erer. Doğu Anadolu’nun tenhalığı ve ekonomik geriliğinde bölgenin çok çetin tabiî şartları, iklimi, olumsuz rol oynamıştır. Türkiye’nin en yüksek, en dağlık, iklimi en soğuk bölgesidir. Bölgenin 3/4’ü 1500-2000 m yükseltiler arasındadır. Ovalar bile (Erzurum Ovası 1950 m, Başkale Ovası 2400 m) Orta Anadolu ve Batı Anadolu’daki birçok dağlardan yüksektir.
Doğu Anadolu’da yer şekilleri sıradağlar, geniş plâtolardan, dağlar ile plâtolar arasına sokulmuş ovalar ve çukur alanlardan meydana gelir. Ovalardan çoğu genç faylar (kırıklar)la sınırlanmıştır. Bu yüzden (Erzincan, Bingöl, Çaldıran) deprem alanlarıdır. En kuzeyde Köse, Kop, Allahüekber dağları yer alır. Bölgenin ortasında Orta Torosların uzantısı Munzur-Karasu-Aras sıradağları bir yay çizerek uzanır. Üçüncü sırayı Güneydoğu Toroslar meydana getirir. Buzul (Cilo) Dağlarında yükselti 4000 metreyi aşar (Uludoruk Tepesi 4135 m Türkiye’nin ikinci yüksek noktası). Doğu Anadolu’nun başlıca volkanları Van Gölünün batısında çizgi hâlinde sıralanmıştır. Nemrut, Süphan (4058 m Türkiyenin üçüncü yüksek noktası), Tendürek ve Ağrı’dır. Ağrı Dağı Türkiye’nin en yüksek dağıdır. Büyük Ağrı 5137 m yüksekliktedir.
İklimi
Kışlar çok uzun karlı ve çok soğuktur. Yazlar kısadır. Ocak ayı ortalaması bütün bölgede sıfırın altındadır. En düşük sıcaklık (Ağrı’da) -43.2, Kars’ta -39.6 derecedir.
İç Anadolu’ya göre yağış daha elverişlidir. Yıllık 400 milimetredir. Dağlık alanlarda yağış daha fazladır. Bölgenin çukur alanlarında yağış azdır (Iğdır Ovası, en az yağış alan bölgedir).
Bitki Örtüsü
Yarı kurak çukurluklar ve ovalar steple kaplıdır. Ormanlar 1500-2000 metreden îtibâren başlar. Güneyde daha çok meşelerden, kuzeydoğuda, çam türlerinden meydana gelir. Yakacak sağlamak için ormanlar çok tahrip edilmiştir. Van ve Ağrı illerinde % 1’den azdır.
Fizikî Yapı
Akarsuları: Fırat Nehri, genel uzunluğu 2800 km, bizdeki uzunluğu 971 kilometredir. Murat, Aras ve Kura ırmakları kaynakları bölgenin orta kısmındadır. Dicle Nehrinin genel uzunluğu 1900 km, bizdeki uzunluğu 523 km. Bu nehir Batman, Garzan, Botan, Büyüktaş ırmaklarıyle beslenir.
Türkiye’nin hidroelektrik üretimi bakımından mevcut imkânlarının üçte biri Doğu Anadolu akarsularının payına döşer. Elazığ güneyinde Hazar Gölü, Fırat Nehri üzerinde Keban Barajı Hidroelektrik Santrali dünyânın sayılı santrallerindendir. Göletin yüzölçümü üçüncü büyük gölümüz olan Beyşehir Gölünden daha geniştir (680 km2); derinliği de 160 metreyi bulur. Bu santralden enerji yurdun öteki bölgelerine ulaştırılmaktadır.
Gölleri: Van Gölü: Nemrut volkanının çıkardığı lavlarla önü tıkanmıştır. Küçük bir iç deniz kadar geniştir (3173 km2). Derinliği güneybatıda 400 metreyi aşar. Tuzludur. Bir litre suda 20 gr tuz bulunur. Sodalıdır. Suyu acıdır. Balık yaşamaz. Gölde Van ile Tatvan arasında feribotlar ve göl gemileri ile taşımacılık yapılır.
Nüfusu
Kilometrekareye ancak 15 kişi düşmektedir. Türkiye ortalamasından 3 kat daha seyrektir. En tenha bölgemizdir. Engebeli kısımlarda ise kilometre kareye düşen insan sayısı 5-10 kişi arasında hattâ daha azdır. Önemli şehirler:
Malatya 702.055 nüfusludur. Önemli bir tarım alanı, ticâret merkezi ve aynı zamanda önemli bir endüstri şehridir (pamuklu dokuma, şeker ve sigara).
Elazığ, 498.225 nüfusludur. Bu şehrimiz önemli bir ticâret ve endüstri merkezidir (şeker ve çimento).
Doğuda Muş ve Bitlis, Tunceli ise çok tenhadır.
Bingöl ve Tunceli az nüfuslu şehirlerdir.
Erzurum, 848.201 nüfusludur. İran ve Kafkasya’dan gelen yolların Akdeniz ve Karadeniz’e ulaşmak için çatallandığı yol kavşağındadır. Askerlik ve ticâret bakımından büyük önem taşır. Savaşlar yüzünden sönük kalmıştır. Üniversite açılması şehrin gelişmesini etkilemiştir. Kars, Sarıkamış, Hasankale, Ardahan, Iğdır, Erzincan, Kemah, Kemaliye, Divriği bölgedeki diğer önemli yerleşim merkezleridir.
Van ve Tatvan, kuzeyde Karaköse, Doğu Beyazıt, batıda Hınıs ve Varto kesimlerinde en önemli ekonomik faâliyet küçük baş hayvan yetiştiriciliğidir. Hakkari ilinde nüfus ortalaması çok azdır. Nüfûsu 172.479’dur.
Târihi
Doğu Anadolu, târihî yönden önemli bir bölgedir. Anadolu Selçuklu Devletini kuran Alparslan, 1071 yılında Malazgirt’te Bizans’ın büyük bir ordusunu, az bir kuvvetiyle yenerek, Romen Diyojen’i esir almıştı. Osmanlı pâdişâhlarından Yavuz Sultan Selim Han, İran Şâhı Şah İsmâil’e karşı yaptığı harekâtı bu bölgeye geçerek sürdürmüş, 1512 yılında Çaldıran Meydan Muhârebesini kazanarak Şah İsmâil’i mağlub etmiştir.
Yurdumuzun doğusundaki sınır kapısı Kars ve Erzurum, târihî bakımdan çok önemlidir. Aziziye Savaşında Erzurumlular, eşi görülmemiş kahramanlıklar göstermişlerdir. 27 Ekim 1877 gecesi Rus askerleri Ermenilerin yardımı ile Erzurum’un çok yakınındaki Top Dağındaki Aziziye Tabyasına baskın yaparak, Türk askerlerini şehid etmişlerdir. Ertesi sabah baskını duyan Erzurumlu erkek, kadın, çocuklar; silâh, kama, balta ve sopa ile Aziziye’deki düşmana hücum etmiştir. Bu kanlı savaş sonunda düşmanlar, Aziziye Tabyasından çıkarılmıştır. Kahraman Nene Hâtun, 20 yaşında genç bir anne olarak, körpe çocuğunu evde yalnız bırakmış, bu savaşın öncülüğünü yapmıştır. Şimdi Aziziye Tabyasında, o günün kahramanları olan askerleri, ihtiyarları, genç kadınları ve çocukları temsil eden bir anıt ve şehitlik vardır. Kurtuluş Savaşımızın ilk önemli karârı, 23 Temmuz 1919’da toplanan Erzurum Kongresinde alınmıştır.
Târihî Eserler ve Turistik Yerleri
Doğu Anadolu Bölgesinde birçok târihî yerler ve eserler vardır. Erzurum Kalesi, Yâkutiye Medresesi, Kars’ta Kars Kalesi, Ulu Câmi ve Ani Harâbeleri, Erzincan’da Altın Tepe’de Urartulara âit eserler bulunmuştur.
Van’da Urartular’dan kalma kaleler ve târihî eserler Selçuklulardan kalma câmi ve türbeler, Doğu Beyazıt’ta İshak Paşa Sarayı, Malazgirt’te şehrin kalesi ve yıkıntıları bulunmaktadır. Malatya’da Aslantepe civârında Etiler’den kalma eserler, Romalılardan kalma kiliseden çevirme Ulu Câmi vardır. Elazığ’da Harput, târihî bir yerdir. Burası eskiden doğunun ilim merkezi hâlindeydi. Harput’ta, Selçuklular ve Osmanlılardan kalma çarşı, medrese, kütüphâne ve hamamlar bulunmaktadır. Muş’ta, Urartular ve Asurlulardan kalma yıkıntılara rastlanır. Hakkari’de Gevaruk denen yerde, târih öncesinde yaşayan insanlarla ilgili, üzerine resim yapılmış ve yazı yazılmış kayalar bulunmuştur. Ağrı Dağı, Cilo Dağları, Sarıkamış ormanları ve târihî kalıntıların olduğu alanlar turistik yerlerdir. Tunceli’de Munzur Vâdisi, millî park olarak turistik önem taşır.
Ekonomi
Doğu Anadolu’nun yurt ekonomisine katkısı şimdilik sınırlıdır. Bölgenin geri kalmışlığının başlıca sebebi, yüzyıllarca ihmâl edilmesi, Birinci Dünyâ Harbi yıllarında meydana gelen karışıklıklar, Doğu Anadolu’nun diğer bölgelerle bağlantısının az oluşu gibi târihî ve coğrafî sebeplerdir. Düzenli kara yolu, ancak yakın zamanda yayılmaya başlamıştır. Doğu Anadolu’nun, yurt ekonomisine katkılarından biri, canlı hayvan ihracı ve hayvan ürünleridir. Koyun, keçi ve sığır beslenir. Erzurum ve Ağrı’da et kombinaları, Kars’ta süt tozu fabrikası işletmeye açılmıştır. Malatya’da şeker, sigara ve dokuma fabrikası, Erzurum’da şeker fabrikası mevcuttur. Erzurum ve Erzincan’da kuyumculuk ve bakır işlemeciliği çok ileri seviyededir. Divriği’de elde edilen demir mâdeni, Karabük ve Karadeniz Ereğlisi’ndeki fabrikalarda işlenmektedir. Bölgede en çok buğday ve çavdar ekilir. Elazığ ve Erzincan ovalarında şekerpancarı yetiştirilir. Malatya ve Bitlis çevrelerinde tütün ekilir. Malatya, Elazığ, Iğdır, Erzincan’da meyve bahçeleri vardır. Doğu Anadolu Türkiye ekonomisine elektrik üretimi yoluyla, büyük katkılar yapmaktadır. Yalnız Keban Barajı üzerinde kurulan hidroelektrik santrali, enerji ihtiyâcının büyük miktarını karşılamaktadır.
Afşin-Elbistan Termik Santralinden de büyük miktarda elektrik enerjisi sağlanarak endüstrileşmeye büyük katkıları olmaktadır. GAP projesinin devreye girişiyle bu bölgenin geri kalmışlığı târihe karışacaktır.
Tabiî kaynakları
Mâden kaynakları bakımından Doğu Anadolu Bölgesi çok zengindir. Linyit başta Elbistan olmak üzere bâzı bölgelerde, krom, Guleman ve Palu yörelerinde demir, Divriği ve Hekimhan’da bakır, Ergani ve Pötürge’de kurşun ve çinko, Keban’da kaya tuzu, Erzincan ve Tercan’da manganez ve barit gibi mâdenler çıkarılmaktadır.
Bir yanıt bırakın