Alm. Fluss (m), Strom (m), Fr. Eau courante, İng. Stream. Yağmur, kar, kaynak, buz sularının belli bir yatakta toplanması ile yeryüzünün eğimi boyunca akan su.
Akarsular; yağmur, kar, kaynak ve göl ayaklarından beslenirler. Bütün akarsular meyil ve yerçekimi sebebiyle devamlı iniş aşağı akarlar. Akarsuların hızı; taşıdığı suya, yatağın eğimine, daralıp genişlemesine göre farklıdır. Yatak daraldıkça su çoğalır ve hız artar. Hız, kıyılarda ve suyun dibine yakın yerlerde daha az; yatağın yüzüne doğru olan kısımda ise daha fazladır. Akarsular ilk başlangıç yerlerinde hızlı akarlar. Denize, koya ve göle döküldükleri yerlerde ise hızları yavaşlar.
Akarsuların beslenen havzalarına yakın olan yerlerine akarsu yukarı yatağı denir. Bu bölgelerde suyun az, hızın fazla, derinliğine oyma çok olduğundan büyük kazanlar, çavlanlar, çağlayanlar meydana gelir.
Akarsuların, ortalarında kalan yerlerine orta yatak ismi verilir. Bu bölümün şekli tekneye ve U harfine benzer. Yeni karışan su kollarıyla bu alanda su fazlalaşır, meyl azalır. Bunun için de suyun hızı buralarda düşer. Tortulaşma başlar. Suların en hızlı aktığı noktaların birleştirilmesiyle ortaya çıkan çizgiye akarsu hız çizgisi denir. Hız çizgisi akarsuyun ortasında olduğu gibi bazan sağa ve sola saptığı da görülür. Bu durum suyun orta yatağında meydana gelir, nehir ağızlarında birikir ve deltalar meydana gelir. Akarsuların hızı ve aşındırması bu yatakta azaldığı için, sular sert bölgelere rastlayınca, akım yönünü değiştirirler ve yumuşak bölgelere doğru akarak kıvrımlar ve dirsekler meydana getirirler. Bu dirsek ve kıvrımlara Menderes adı verilir. Menderesler, akarsuların uzamasına ve yatakların genişlemesine sebep olur. Bazan iki menderes arasında kalan kısımlar aşınarak birleşirler ve akarsuların ortasında adacıklar meydana gelir.
Akarsuların döküldükleri deniz ve göllere yakın olan yerlere Aşağı yatak denir. Bu kısımlarda su fazla, hız az, yığın biriktirme oldukça kuvvetli, taşıma ve aşındırma ise azdır. Yukarı yataktan gelen çakıl, kum ve alüvyonlar burada çökelirler. Bu sebepten akarsuların aşağı yatakları yükselir, yollarını değiştirirler. Akarsuların döküldükleri denizler sakinse, sürükledikleri, kum, çakıl, alüvyon gibi maddeler nehir ağızlarında birikir ve deltalar meydana gelir. Suların döküldüğü denizler hareketli ise, sürüklenen maddeler birikmez ve gitgide akarsuyun ağzı oyulur. Bu oyulmalara haliç denir.
Bir akarsuyun herhangi bir noktasından bir saniyede geçen suyun miktarına (m3 olarak) o akarsuyun debisi; debinin bir yıl içindeki sürekli değişmelerine de akarsu rejimi denir.
En küçük akarsuya dere, derelerin birleşmesiyle çay, çayların ve derelerin birleşmesiyle ırmaklar, nehirler meydana gelir. Bu ırmak ve nehirlerin bir çoğu okyanuslara ve onların kolu olan denizlere dökülerek kaybolup giderler. Bazıları da okyanus ve denizlere değil, göllere dökülerek yok olurlar.
Akarsularda erimiş çeşitli madensel tuzlar ve karbonatlar vardır. Suların hayat kaynağı olması sebebiyle, Adem (aleyhisselam) zamanından beri insanlar akarsulardan istifade etmişlerdir.
Bugün olduğu gibi o zamanlarda da büyük yerleşim merkezleri akarsu boylarında veya deniz kıyılarında kurulmuştur. İnsan hayatı için su çok büyük önem taşır. İçme suyundan ayrı olarak ve çevre temizlikleri, zirai ve sanayi üretimi, taşımacılık, spor, dinlenme yerleri için suya ihtiyaç vardır. İnsanların medeniyet seviyeleri yükseldikçe suya olan ihtiyaçları da artmaktadır.
Kıyı akarsuları en kısa yoldan denize dökülürler. Step ve çöl gibi kurak yerlerdeki akarsular çoğu zaman sızma ve buharlaşma ile sularını kaybederek denize ulaşırlar. Bazıları ise buharlaşmalar ile veya suyu emen yatak içinde sızmalarla sularını kaybederler veyahutta yeraltına dalarak bir zaman orada akarlar.
Bütün akarsuların akımı; yağışlara, sızma ve buharlaşmaya, kar ve buzların erimesine göre değişir. Bu değişme iklimle sıkı sıkıya ilgilidir. Akarsuyun havzasındaki suyun çok bulunmasına akarsuyun kabarık hali, az bulunmasına ise çekik hali denir. Akarsuyun aktığı yere yatak, kenarlarına akarsu kıyısı, akarsuyun sularının toplandığı alana da akarsu beslenme havzası (çevriği) adı verilir. Yurdumuzdaki akarsular, yapısı itibariyle çok sık yön değiştirirler ve kesin dirsekler meydana getirirler.
Sınırlarımızda denizlere dökülen akarsularımız:
Karadeniz’e dökülen akarsularımız; Çoruh, Yeşilırmak, Kızılırmak, Sakarya nehridir.
Ege Denizine dökülenler: Meriç, Gediz, Büyük ve Küçük Menderesler.
Akdeniz’e dökülenler; Dalaman, Aksu ve Köprü çayları, Göksu, Asi, Seyhan ve Ceyhan ırmaklarıdır.
Marmara Denizine dökülen, Susurluk’tur.
Sınırlarımızın dışındaki denizlere dökülen nehirlerimiz: Fırat, Dicle Basra Körfezine; Aras ve Kuru nehirleri de Hazar Gölüne dökülür.
Akarsularımızın Uzunlukları
Aras…………………………………1059 km
Asi…………………………………….380 km
B.Menderes…………………………..584 km
Ceyhan……………………………….509 km
Dicle…………………………………1900 km
Fırat…………………………………2800 km
Gediz………………………………….401 km
Kızılırmak…………………………….1355 km
Meriç………………………………….490 km
Sakarya………………………………824 km
Seyhan……………………………….560 km
Yeşilırmak…………………………….519 km
Yeryüzünde Bellibaşlı Büyük Akarsuların İsim ve Uzunlukları
Mississippi (Missouri ile beraber)……….6730 km
Nil………………………………………….6660 km
Amazon……………………………………6480 km
Obi…………………………………………5200 km
Yenisey……………………………………5200 km
Kongo……………………………………..4640 km
Volga………………………………………3690 km
Tuna……………………………………….2860 km
Yurdumuzda akarsuların aktıkları havzalarda genellikle orman yoktur. Ormanlara sahib olunmaması ve devamlı tahribi bugünkü duruma düşmenin başlıca sebeplerindendir. Yurdumuzda ormanları geliştirmek; derelerimizi ve çaylarımızı bulanık akmaktan kurtaracak, sel ve taşkınlar azalarak insan ve hayvan kayıplarının önüne geçecektir.
Bir yanıt bırakın