Alm. Busse, sühne (-gabe) (f), Fr. Expiation, pénitence (f), İng. Expiation, atonement.
Günahları örten, işlenen günahların ve yapılan hatâların bağışlanması için yerine getirilen cezâî ibâdet. Lügatte, “günahı mahv etmek, örtmek” mânâsınadır. İslâm dîninde bâzı ibâdetlerde veya davranışlarda yapılan yanlış ve eksik işlerden dolayı, Allahü teâlâdan af dilemek, bağışlanmasını istemek niyetiyle yapılan ve cezâî tarafı da bulunan ibâdetlerdir.İslâm dînindeki her ibâdetin borcundan kurtulmak, onu vaktinde ve tam olarak yerine getirmek ile mümkündür. Kul, yâni insan kusurludur, her zaman hatâ edebilir. İşte Allahü teâlâ kullarının hatâsını bağışlamak için çeşitli imkânlar ve fırsatlar bahşeylemiştir. Keffâret, bu ilâhî lütuflardan biridir. Keffâretler, çeşitli şekillerde yerine getirilmektedir.
Beş çeşit keffâret vardır:
1- Oruç keffâreti: Ramazan ayında, oruçlu olduğunu bildiği halde ve geceden niyetliyken, faydalı bir şeyi, yâni gıdâ veya devâ olarak yenilmesi âdet olan veya zevk ve keyf veren bir şeyi yemek ve içmekle veya cimâ yapmak ve yapılmakla oruç bozulur, kazâ ve keffâret lâzım olur (Bkz. Oruç). Kazâ, bozulan oruç için bir gün tutmak; keffâret de mübârek Ramazan ayının nâmus perdesini yırtmanın cezâsıdır. Kazâ, adak ve nâfile oruçları bozunca, keffâret yapılmaz.
Oruç keffâreti olarak, Müslüman bir köleyi azâd etmek lâzımdır. Buna gücü yetmeyenin iki ay aralıksız oruç tutması gerekmektedir. Buna da gücü yetmeyen altmış fakiri sabah ve akşam doyurmalıdır veya her birine birer sadaka-ı fıtır (fitre) vermelidir. Bunların hiçbirine gücü yetmeyen ise bağışlanması için Allahü teâlâya duâ eder.
2- Yemin keffâreti: Bir sözü kuvvetlendirmek için ve Allahü teâlânın ismini söyleyerek kullanılan kelimelere ve cümlelere yemin denir (Bkz. Yemin). Müslüman yeminini bozmamalıdır. Bozarsa keffâret gerekir, yemini bozmadan keffâret verilmez. Yemin keffâreti hakkında Kur’ân-ı kerîm’de Mâide sûresi 39. âyetinde meâlen; “Yeminin keffâreti, âilenize yedirdiğinizin orta derecesinden on fakiri doyurmak yâhut giydirmek, yâhut bir köle âzâd etmektir. Bunlara gücü yetmeyene üç gün (ardarda) oruç tutması gerekir.” buyrulmaktadır.
3- Katl (katil; adam öldürme) keffâreti: İslâm hukûkuna göre kasten olmayan, yanlışlıkla öldürmeden dolayı meydana gelen keffârettir. Bir şahsı hatâ yoluyla öldüren kişi için keffaret gerekmektedir. Bu hususta Kur’ân-ı kerîm’de Nisâ sûresi 92. âyetinde meâlen; “Kim bir mü’mini yanlışlıkla öldürürse, mü’min bir köle azâd etmesi ve ölenin âilesine (vârislerine) teslim edilecek bir diyet vermesi lâzımdır. Vârisler diyeti sadaka olarak bağışlarlarsa mesele yok. Bunlara gücü yetmeyen de Allahü teâlâ tarafından tövbesinin kabûlü için, birbiri ardınca iki ay oruç tutması îcâb eder.” buyrulmaktadır.
4- Hacda yapılan traşın keffâreti: Hac etmek niyetiyle ihrâma giren kişi, saçlarını traş edemez. Herhangi bir özür dolayısıyla saçlarını traş ettirirse kendisine keffâret gerekir (Bkz. İhrâm). Buna “Keffâret-i halk” denir. Bunun için üç gün oruç tutulur. Bu orucun arka arkaya tutulması şart değildir. Ayrı ayrı günlerde de tutulabilir.
5- Zıhâr keffâreti: Kocanın hanımına, İslâm dîninde yasak edilmiş bâzı kelime ve deyimlerle hitap ve tesbih etmesinin cezâsıdır.
Kur’ân-ı kerîmde Mücâdele sûresi 3 ve 4. âyetlerinde meâlen; “Karılarına zıhar yapanları sonra dediklerini geri almak için dönecek olanlar, birbiriyle birleşmeden önce, (koca üzerine keffâret olarak) bir köle azâd etmek vardır. İşte siz, böyle keffâret hükmü ile öğütlenirsiniz. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. Fakat kim (keffâret ödemek için bir köle) bulamazsa, birbiriyle temastan evvel, arka arkaya iki ay oruç tutmak vardır. Ona da gücü yetmeyen (sabah akşam) altmış fakiri doyursun.” buyruldu. Zıhâr hakkında tafsilâtlı bilgi fıkıh kitaplarında mevcuttur.
Hastalığı veya başka bir âcizliği sebebiyle oruç tutamayacak duruma gelenler, keffâret olarak, her bir günlük oruç için bir fidye, yâni sadaka-ı fıtır (fitre) verir (Bkz. Fidye). Namaz ibâdetlerini de yerine getiremeden vefât eden kimsenin namaz borçlarından kurtulması için, ölmeden önce vasiyet etmesi hâlinde bir namazın keffâreti olarak bir fitre verilir. Namaz borçlarının çok olması hâlinde, borcun ıskatı (düşürülmesi) için keffâreti devir yapılarak ödenir. (Bkz. İskat)
Bir yanıt bırakın