Ziyâret etmek maksadıyla bir şeyin etrâfında dolaşmak. Kâbe-i muazzamayı ziyâret ederek, etrâfında yedi kere dönmek. Tavâf, hac ve umrede, Mescid-i haram içinde Kâbe-i muazzama etrâfında dönmek demektir. Lügatta “dönmek, dolaşmak” mânâlarına gelir. Kâbe’den başka bir câmi etrâfında ibâdet için dönmeyi dînimiz yasak etmiştir.
Haccın farzları üçtür: İhram, Arafat’ta vakfe ve Kâbe-i muazzamayı ziyâret maksadıyla tavâf etmektir. Buna “tavâf-ı ziyâret” denir. Dördü farz, üçü vâcib olmak üzere yedi kere dönülür. Tavâfa, Hacer-i esvedin bulunduğu köşeden başlanır. Kâbe sola alınarak, Kâbe kapısına doğru gidilmek sûretiyle başlanılan yere gelinir. Kâbe etrâfında bir kere dönmeye “şavt” adı verilir. Yedi şavt, bir tavâf demektir. Zemzem kuyusunun ve Makâm-ı İbrâhim’in dışından dolaşarak da tavâf edilebilir. Kadınların tavâf ederken, Kâbeye yaklaşmamaları daha fazîletlidir. Mescid-i Haram, dışından tavâf yapılmaz. Tavâfın, Hatim denilen yerin dışından yapılması gerekmektedir. Tavâfa niyet etmek de, ayrıca farzdır, dinde emirdir. Ziyâret tavâfını, Arafat’ta vakfeden sonra yapmak da farzdır. Tavâf ederken ve sa’y ederken, ezân okunursa, bunlar bırakılıp, namazdan sonra tamamlanır.
Tavâfın belli bir vakti yoktur. Nâfile olarak gece ve gündüz tavâf yapılabilir. Farz olan ziyâret tavâfı, Bayramın üçüncü gününün güneşi batıncaya kadar yapılır. Her tavâftan sonra Mescid-i Haram içinde iki rekat namaz kılmak vâcibdir, dînimizin kesin emridir. Tavâf ederken abdestsiz ve cünüp olmamak lâzımdır. Tavâf ederken dikkat edilmesi önemli olan bir husus da, avret yerlerinin kapalı olmasıdır. Kadınların bu şarta uyması mühim olduğundan onlar, erkeklerin bulunmadığı zamanlarda tavâf ederler.
Tavâf esnâsında Salevât-ı şerîfe okunur. Tavâfa başlama yeri olan Hâcer-i Esvede gelince, ona yönelinir, namazda durur gibi tekbir ve tehlil getirilerek bu taşa el sürülür ve mümkün ise öpülür. Bunlar mümkün olmayınca istilâm edilir. Yâni karşıdan el sürme işâreti yapılarak selâm verilir. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz böyle yapardı.
Tavâfın çeşitleri:
- Kudûm tavâfı: Mekke’nin dışında, Mîkat denilen yerlerden daha uzak memleketlerin hacılarının, Mekke’ye vardığı zaman, hemen Mescid-i Harama girerek yaptıkları tavâftır. Bu tavâfı yapmak sünnettir. Hacca geç giden kimse, doğru Arafat’a gider. Bunun artık “tavâf-ı kudûm” yapması lâzım değildir.
- Ziyâret tavâfı: Buna “tavâf-ı ifâda” da denir. Farz olan bir tavâftır. Hacıların, Arafat’ta vakfede bulunduktan sonra yaptıkları tavâftır. Bu tavâfın, bayramın üçüncü gününün güneş batıncaya kadar yapılması lâzımdır.
- Vedâ tavâfı: Buna “tavâf-ı sadr” da denir. Mîkat denilen yerlerden daha uzak memleketlerin hacılarının, Mekke’den son ayrılacağı gün yapmaları lâzım olan tavâftır. Hayızlı kadına bu tavâf vâcib değildir.
- Nâfile tavâf: Mekke’de oturanların zaman zaman yaptıkları tavâftır. Buna “tavâf-ı tatavvu” da denir.
- Ömre tavâfı: Ömre, hac zamânı olan beş günden başka, senenin her günü, ihramla tavâf ve sa’y yapmak, saç kazımak veya kesmektir. Ömreye “hacc-ı asgar”, yâni küçük hac da denir. Ömründe bir kere ömre yapmak müekked sünnettir. (Bkz. Ömre)
Bir yanıt bırakın