Lügat, kelam, hadis ve Hanefi mezhebi fıkıh alimi.
Gaziantep’te 1755 (H. 1169)te doğdu.
1820 (H. 1236)de İstanbul’da vefat etti.
Antep Mahkemesi Başkatibi Cenani Efendinin oğlu olup, seyyidlerdendir.
Tahsiline Antep’te başladı. Abdullah Necib ve şair Kilisli Mustafa Ruhi gibi hocalardan Arapça, Farsça ve İslami ilimleri okudu. Antep mahkeme katipliğinde bir müddet çalıştı. Daha sonra 1789 yılında İstanbul’a geldi. Hayli para sıkıntısı çekti. Tercüme ettiği Burhan-ı Katı’ lügat kitabını Padişah Üçüncü Selim’e takdim etti. Böylece Padişahın ihsanına kavuştu. Molla Gürani Medresesinde ders vermeye başladı. Tuhfe-i Asım adlı eseri yazdı ve İbrahim Halebi’nin Siyer-i Halebi adlı Arapça eserini Türkçeye tercüme ve şerh ederek padişaha takdim edip, hacca gitmek için izin aldı. 1802’de hacca gitti. Medine’de eski hocası Abdullah Necib Efendi ile karşılaşdı. Abdullah Necib Efendi kendisine büyük alim Firuzabadi’nin Kamus-ul-Muhit’ini tercüme etmesini teklif etti. İstanbul’a geldi. 1805’te Kamus’un tercümesine başladı. 1807’de Amir Efendi’nin yerine vak’anüvis oldu. Vak’anüvisliği esnasında Süleymaniye Medresesinde müderrislik yaptı. 1810 yılında Kamus tercümesini tamamlayarak Sultan İkinci Mahmud Hana takdim etti. Kamus’un bastırılması için Padişah emir verdi. Baskı 1814-1817 yılları arasında tamamladı. Ahmed Asım Efendi 1812 yılında Selanik kadılığına tayin edildi. Bu, onun son vazifesi oldu. 1820 senesinde Selanik’teki memuriyet müddeti biten Ahmed Asım Efendi, İstanbul’a döndükten kısa bir müddet sonra, Üsküdar’daki evinde vefat etti. Nuh Kuyusu Kabristanına defnedildi.
İlmi ile amel eden muhterem bir zat olan Seyyid Asım Efendi, mühim işlerde ehil kimselerle istişare (danışma) yapar, padişah ve devlet adamlarına uyarıcı nasihatlerde bulunurdu. Devlet işlerine ehliyetli kimselerin getirilmesini, ilim ve irfan sahiblerine gereken ilginin gösterilmesini sık sık anlatırdı. Müslümanların huzurunu bozan zorba ve eşkıyaya, rüşvetçi ve dalkavuklara fırsat verilmemesini, Avrupalılara ve gayri müslim vatandaşlara asla güvenilmemesini, hele örf ve adetlerde onlara benzemenin memleket için çok kötü neticelere yol açacağını bildirirdi.
Dinine bağlı, çok zeki ve çalışkan bir kimse olup, ömrünü ilim öğrenmek, öğretmek ve kitap yazmakla geçiren Ahmed Asım Efendinin şu eserleri vardır:
Tıbyan-ı Nafi’ der-Tercüme-i Burhan-ı Katı’ (Farisiden Türkçeye çevirdiği lügattır).
El-Okyanus-ül-Basit fi Tercümet-il-Kamus-il-Muhit (Arabiden Türkçeye en büyük lügattır. Hala değerini muhafaza etmektedir).
Muzhir-üt-Takdis bi Huruc-i Taifet-il-Fransis (Fransızların Mısır’ı işgali üzerine El-Ceberti’nin Arapça Tarihi’nin tercümesi).
Merh-ül-Meali fi Şerhi Kasidet-il Emali (Emali kasidesinin Türkçe şerhi).
Terceme-i Siyer-i Halebi (Peygamber efendimizin hayatını anlatan bir eser).
Tuhfe-i Lügat-il Arab (Arabi gramer kitabı).
Tarih-i Asım Vekayi-i Selimiyye (Tarihe dair).
Bir yanıt bırakın