Doğu Avrupa’da İdil (Volga) kıyıları ile Kırım Yarımadası arasında imparatorluk kuran bir Türk kavmi. Hazarlar Hun akınları sebebiyle batıya göç ederek Rusya’nın güneyinde Kırım’dan Hazar Denizine kadar Volga ve Dniester Nehirleri arasında kalan arâzide yerleştiler. Zamanla bölgeyi tam anlamıyla hâkimiyetleri altına aldılar ve diğer Türk boyları üzerinde üstünlük kurdular. Bizanslılarla anlaşarak 586 yılından îtibâren İran eski hânedânlarından ve Zerdüştliğe inanan Sâsânîlerle devamlı mücâdelede bulundular. 627 yılında Bizans’ın teşvikiyle Âzerbaycan’ı istilâ ettiler. Hazar Prensesi Çiçek Hâtun, Bizans İmparatoru Birinci Konstantin ile evlenince, imparatoriçe oldu. Böylece akrabâlık bağları güçlendirildi. Bu izdivaçtan, târihte…
Read MoreKategori: Tarih
Vahideddîn Han
Son Osmanlı pâdişâhı ve İslâm halîfesi. Sultan Abdülmecîd Hanın oğullarının en küçüğüdür. Annesi Gülistû Sultan’dır. 2 Şubat 1861 târihinde doğdu. 16 Mayıs 1926’da İtalya’da vefât etti. Kabri Şam’da Sultan Selim Câmii Kabristanındadır Çok küçükken anne ve babasını kaybetti. Ağabeyi İkinci Abdülhamîd Han tarafından büyütülüp, himâye edildi. Çok zekî olup fıkıh bilgisinde pek ileriydi. 4 Temmuz 1918’de ağabeyi Sultan Reşâd’ın vefât ettiği gün pâdişâh ve halîfe oldu. Saltanata geçtiğinde ordu ve donanmaya bir Hatt-ı Hümâyun göndererek Başkomutanlığı üzerine aldığını bildirdi. Enver Paşanın Başkumandan Vekili ünvânını Başkumandanlık Kurmay Başkanı şekline çevirdi. Tahta…
Read MoreTârih
Alm. Geschicte (f), Fr. Histoire, İng. History. Sosyal ilimlerden. Târih, Arapça bir kelimedir. “Anılmaya değer hâdiselerin hikâyesi” mânâsına gelir. Batı dillerindeki karşılığı “İstorya” olup, “araştırılmış haber” mânâsındadır. Kelime mânâsı dardır. Geniş mânâda ise, herhangi bir nesnenin geçmişini kucaklayan bir bütün demektir. Sosyal ilimlerden olan târihin çeşitli târifleri yapılmıştır. Bunlardan bâzıları: Târih, hâdiselerin ilmidir. Târih, netîceleri sebeplere bağlayan ilimdir. Târih, insanlığın hakîkî romanıdır. Târih, insanlığın topyekûn tecrübesidir. Târih, ibretler hazînesidir. Târih, milletlerin hâfızasıdır. Târih, vesikalar vâsıtasıyla, mâziyi tesis teşebbüsüdür. Târih, geçmişteki insan münâsebetlerinin incelenmesidir. Târih, mâzideki hâdiselerden, istikbâl için dersler, netîceler…
Read MoreMalazgirt Meydan Muhârebesi
Türklere Anadolu’yu kazandıran, Selçuklu-Bizans Savaşı. Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diojen kuvvetleri arasında 26 Ağustos 1071 târihinde Doğu Anadolu’da Malazgirt Ovasında meydana geldi. Bu muhârebe, dînî, millî, siyâsî, askerî neticeleri ve Türk-İslâm târihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir. Selçuklu Türkleri, Malazgirt Meydan Muhârebesinden daha yıllar önce Allahü teâlânın dînini yaymak için Anadolu içlerine gazâ akınları tertib ettiler. Bu akınlarda Anadolu’nun Türklerin yerleşmesine müsait coğrafî husûsiyet ve zenginliklere sâhip olduğu tespit edildi. Selçuklu Türklerinin Anadolu’ya akınları, Bizans Devletini telaşlandırdı. Akıncıların bu gazâlarında, Anadolu ahâlisine terör…
Read MoreAlparslan
Selçuklu Devleti hükümdarı, Türk milletinin en büyük kahramanlarından. 20 Ocak 1029’da doğdu. 4 Eylül 1063’te vefat etti. Selçuklu Devletinin kurulmasında önemli rolü olan Horasan valisi Çağrı Beyin oğludur. İyi bir tahsil gördü, sayısız zafer kazanarak mertliği ve iyi kumandanlığı ile ün saldı. Babasının ölümünden sonra Horasan valisi oldu. Amcası Tuğrul Bey, 4 Eylül 1063’te öldüğü zaman vasiyeti üzerine Selçuklu tahtına Alparslan’ın ağabeyi Süleyman getirildi, fakat Türk beyleri buna itirazda bulundular ve Alparslan’ı hükümdar tanıdılar. Alparslan 27 Nisan 1064’te büyük bir törenle tahta çıktı. Amcasının vezirliğini yapan ve Süleyman’ın tahta çıkmasını…
Read MoreMercidâbık Meydan Muhârebesi
Ağustos 1516 târihinde Osmanlılarla Memlûkler arasında meydana gelen muhârebe. Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Hanın Ortadoğu’da hâkimiyetini genişletmesi; Suriye, Filistin, Arabistan Yarımadası, Mısır ve Kuzey Afrika’nın doğusuna hâkim Memlûklu Sultanı Kansu Gavri (Gûrî)yi harekete geçirip, tedbir almaya sevk etti. 23 Ağustos 1514’te Çaldıran Meydan Muhârebesinde Yavuz Sultan Selim Hana yenilip, kaçan İran Safevî hükümdârı Şah İsmâil ile ittifâk kurdu. Yavuz Sultan Selim Han, haber alma teşkilâtı vâsıtasıyla Şah İsmâil-Kansu Gavri ittifâkını öğrenince, Vezîr-i âzam Sinan Paşayı kırk bin kişilik bir kuvvetle Safevîler üzerine gönderdi. Sinan Paşanın, Diyarbekir’e giderken, Fırat’ı geçmek…
Read MoreÇaldıran Muharebesi
Osmanlı pâdişâhı Yavuz Sultan Selim Han ile İran şâhı İsmâil arasında 23 Ağustos 1514’te Çaldıran Ovasında yapılan târihin en büyük meydan muhârebelerinden biri. Akkoyunlu Devletini ortadan kaldıran, Âzerbaycan, Irak-ı Arab ve İran’ı ele geçirerek Ceyhun Nehrine kadar hudûdunu genişleten Şah İsmâil, 1510’da doğudaki sünnî Özbekleri de yendikten sonra, Anadolu’ya yöneldi. Gönderdiği dâî ve halîfeleri vâsıtasıyla yaptığı propagandalarda Osmanlı hudutları içindeki Şiîleri kendisine bağlamaya, fırsat buldukça da isyânlar çıkarmaya başladı. Yavuz Sultan Selim Han ise, Anadolu’yu bölüp parçalamak ve batıya açılan her seferde Osmanlıyı arkadan vurmak emelinde olan Şâh İsmâil’e kesin…
Read MoreTürkler
Dünyânın en eski, asîl büyük devletler kurup, pekçok meşhur şahsiyetler yetiştiren medenî milletlerinden. Türkler, Nûh aleyhisselâmın oğullarından Yâfes’in Türk adlı oğlunun neslindendir. Târihî şahıs, boy ve millet adlarının teşekkülüne göre Türk kelimesinin aslı türümek fiilinden gelmektedir. Bu fiilden yaratılmış kişi ve insan mânâsına türük ve nihâyet hece düşmesiyle Türk kelimesi ortaya çıkmıştır. Nitekim Anadolu’da bir kısım göçebeler de yürümekten “yürük” adını almışlardır. Türk kelimesi ayrıca çeşitli kaynaklarda; “töreli, töre sâhibi, olgun kimse, güçlü, kuvvetli, terk edilmiş, usta demirci ve deniz kıyısında oturan adam” mânâlarında kullanılmaktadır. Coğrafi ad olarak Türkhia (Türkiye)…
Read More